Profesyonel tartılarda tartılmanız sonucunda yağdan kilo vermiş olduğunuzu gördüğünüz halde tartıda kilonuz aynı mı görünüyor?

Kendinizi bazı zamanlarda fazla mı şiş hissediyorsunuz? Nedeni ÖDEM olabilir. Hadi gelin bir inceleyelim..

Ödem, lenf sistemi sorunları, yüksek kan basıncı (hipertansiyon), kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, dolaşım bozuklukları, böbrek sorunları, hormonal değişiklikler, yanlış beslenme, protein eksikliği, hamilelik, yaralanmalar, iltihaplanmalar veya kullanılan ilaçlara bağlı dokularda anormal şekilde biriken fazladan sıvıdır. Vücut çeşitli mekanizmalarla ödemi çözmeye ve metabolizmayı dengelemeye çalışır.

Vücutta oluşan ödem genellikle şu şekillerde kendini belli eder:

• Şişlik/Şişkinlik: Genellikle eller, ayaklar, bacaklar veya yüz gibi vücut bölgelerinde belirgin şişlikler olmaktadır. Ellerinizi kapatmakta zorluk yaşamak, akşam eve geldiğinizde çoraplarınızı çıkarınca bacakta iz kaldığını görmek veya parmakla bastığınızda çukurluk oluşması ödemin en önemli göstergeleridir. 

• Ciltte Gerginlik: Şişmiş bölgelerde cilt gergin ve parlak bir görünüme sahip olmaktadır. 

• Kilo Artışı: Aniden kilo alımı, vücutta sıvı birikimine bağlı olabilmektedir. 

• Dokunma Hassasiyeti: Şişmiş bölgeler genellikle dokunmaya karşı hassas olmaktadır. 

• Egzersiz Zorluğu: Özellikle bacaklardaki ödem, normal hareketi kısıtlayabilir ve egzersiz yapmayı zorlaştırabilmektedir. 

• Solunum Zorluğu: Göğüs veya akciğer ödemi durumunda, solunum zorluğu veya hırıltı gibi solunum problemleri ortaya çıkmaktadır. 

• Yorgunluk: Ödemle birlikte, vücutta aşırı sıvı birikimi metabolizmayı etkileyebilir ve genel yorgunluk hissi oluşabilmektedir. 

• Ağrı ve Rahatsızlık: Şişmiş bölgelerde ağrı veya rahatsızlık hissi sık görülmektedir. 

 
Sebep ve etkilerini incelediğimiz ödemi vücuttan nasıl atabiliriz? Bir de onu inceleyelim.

• Tuz İçeriğini Azaltmak: Fazla tuz tüketimini azaltmak, beraberinde sıvı tutulumununda azalmasına neden olacağından ödem oluşumunu engelleyecektir.

• Su Tüketimini Arttırmak: Düzenli olarak yeterli miktarda sıvı tüketimi böbreklerin sağlıklı çalışmasına yardımcı olarak sıvı dengesini sağlayacak ve ödem oluşumunu azaltacaktır.

• Dengeli Beslenme: Sağlıklı ve dengeli bir diyet, vücuttaki sıvı dengesini destekler. Taze meyve, sebze, tam tahıllar, protein ve yağ gruplarından ve B grubu vitaminleri içeren besinlerin dengeli ve düzenli olduğu bir beslenme programı yapılmalıdır.  

• Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, kan dolaşımını arttırarak sıvı birikimini azaltabilir. Ancak, ödemle ilgili özel durumlarda doktor önerisi almak önemlidir. 

• Bacakları Yüksekte Tutmak: Bacaklardaki ödem durumunda, bacakları kalp seviyesinin üzerine kaldırmak, sıvı drenajını arttırmaktadır. 

• Potasyum ve Magnezyumdan Zengin Beslenmek: Vücutta sıvı ve elektrolit dengesini sağlamada önemli rol oynayan minerallerdir. Yeterli potasyum alımı, böbreklerin normal fonksiyonlarını destekleyerek vücuttan sıvı atılmasına yardımcı olmaktadır. Yeterli magnezyum seviyesi, damar duvarlarının direncini koruyarak sıvının dokulardan damarlara geri dönmesini sağlar. 

 Ödem oluşumunu engellemek için, iltihabı ve ödemi azaltan (anti-enflamatuar) ve diüretik özelliklere sahip Su, Kırmızı biber, Salatalık, Karpuz, Çilek, Maydanoz, Ananas, Zencefil, Keten tohumu, Havuç, Limon!!! gibi besinler yardımcı olacaktır.

Gün içerisinde, eğer kronik bir rahatsızlığınız veya düzenli kullandığınız bir ilaç yoksa rahatlıkla, herhangi bir kronik rahatsızlığınız varsa da doktorunuza danışarak içebileceğiniz Karanfil Çayı, Limon çayı, Kiraz sapı Çayı, Ananas Çayı, Yeşil Çay, Beyaz Çay, Karahindiba Çayı, Maydanoz Çayı gibi diüretik etkiye sahip çaylar da ödemi atmanıza yardımcı olacaktır. Günde 1-2 fincanı geçmemekte fayda var. Ancak, tüm bu bitki çaylarının ödem sökücü etkisi olduğu gibi beraberinde yeterli miktarda su içilmezse aksine ödem toplayıcı etkisi olabilir. DİKKAT!!


Bu türlü uygulamalarla hala ödem sorunu yaşıyorsanız, bu genellikle besinsel olmaktan çok başka hastalıklarla ilişkili olabileceğinden öncelikle aile hekiminize başvurarak ileri araştırmaların yapılmasını ihmal etmemek gerekir.

Başkent Üniversitesi Alanya Uygulama Ve Araştırma Merkezi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Dyt. Selin AKALIN