Bunaltan yaz aylarına 1 Ağustos’tan itibaren ‘cehennem sıcakları' olarak bilinen eyyam-ı bahur eklenmiş ve sıcaklar günden güne artmaya başlamıştı. Hafta başında içimizi yakan orman yangınlarını etkileyen sıcaklıkların ne kadar daha devam edeceği ilgili ilgili bir haber yapılmıştı.

Görüşlerine başvurulan uzmanlar sıcakların perşembe gününe kadar devam edeceğini ve cuma gününden sonra çok olmasa da bir nebze serinleyeceğimizi söylemişti. Hatta bu durumun yangınlar için güzel haber olabileceğinin de altını çizmişlerdi.

Yeni gelen meteoroloji raporlarına göre ise cumartesi günü Manavgat başta olmak üzere, Antalya civarında yağmur olduğu açıklandı. Ayrıca cumartesi günü başlayacak yağışın İç Ege, İç Anadolu'nun kuzeydoğusu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesinde de etkili olması bekleniyor.

Bu noktada 3 soru öne çıkıyor:

ALYİD’den Kıbrıs Çıkarması! Enerji Bakanı’nı Ziyaret Ettiler ALYİD’den Kıbrıs Çıkarması! Enerji Bakanı’nı Ziyaret Ettiler

Yağan yağmurların, yangınlar üzerinde nasıl bir etkisi olur?

Havanın serinlemesinin ve yağmurların olumsuz sonuçlar ortaya çıkarması mümkün mü?

Yağmurun yağmaması ve sıcakların artması, yangınlarının büyümesinde nasıl bir rol oynuyor?

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Dirik,  Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, Yangın Ekoloğu ve Biyolog Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu ve Yangın Ekoloğu İsmail Bekar hurriyet.com.tr’ye önemli bilgiler verdi.

1) BEKLENEN YAĞMURLAR YANGINLARDA OLUMLU ETKİ YARATIR MI?

İsmail Bekar, yağacak olan yağmurun orman yangınları üzerinde olumlu etki yaratacağını söylüyor. Bu tarzda büyük yangınlar fazla bir alana yayılmışsa kontrol altına almanın çok zor olabildiğini vurgulayan Bekar, “Üstelik ne kadar ekipmana sahip olursanız olun, hepsine yetişme konusunda yetersiz kalabiliyorsunuz” diye de ekliyor.

Bu nedenle hava şartlarının biraz daha yumuşaması ve yangının yağmurla birlikte kendi kendine de sönmesi gerektiğinin çok önemli olduğunun altını çiziyor.

“Zaten şu anda yanan vejetasyon ve bitki örtüsü oldukça kızgın durumda… Yağmurla birlikte daha nemli bir hale geleceği için yanıcılığı azalacak. Ama şunun da altını çizmekte fayda var. Yağacak yağmurun tüm yangınlar üzerinde ne kadar etkili olacağı konusunda bir şey söylemek zor, bunu yağan yağışlardan sonra göreceğiz.  Ama bitkilerin yanıcılığını azaltacağı için bu gelişme oldukça önemli…”

Prof. Dr. Hüseyin Dirik de yangın bölgesinde yağacak yağmurun yüreğimize su serpeceğini ancak “Antalya ve çevresine yağacak yağmur, yangını söndürebilecek potansiyelde mi? onu göreceğiz” diyor ve ekliyor:

“Sadece belli yerlere yağmur yağacak ve belki de yangın bölgesine hiç düşmez. Yaz yağmurları zaten belli başlı yerlerde kısa süreli olarak gerçekleşir. Bu açıdan yanan sahayı söndürme etkisi yapması açısından çok da büyük beklentiler olmamalı ama yağmurun yangın bölgelerine dolaylı olarak olumlu etkileri olabilir. Yangınların olduğu bölgeye yağmasa bile havanın nemi biraz olsun yükselecektir. Bu da tutuşma hızını azaltır ve sıcaklığı düşürür. En önemlisi yangınla mücadelede şartların kolaylaşmasını sağlar.”

Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu ise “Aşırı hava olaylarından sonra yangınların çok büyümesi söz konusu oluyor. Bazen söndürülemeyen yangınlar, orman doğal sınırlarına ulaştığında yani yanacak bir şey kalmadığında bitiyor. Bazen de bir yağış dalgası geldiğinde, kısa süreli de olsa yangını yavaşlatacağı için söndürülmesini sağlıyor” diyor:

“Bu sebeple hafta sonu yağış olursa devam eden yangınlar için kritik olabilir. Yağış ortamdaki nemi artıracağı için yanmayı zorlaştıracak ve mücadeleyi kolaylaştıracaktır. Yağış şiddetli olursa tek başına yangınların sönmesini bile sağlayabilir.”

2) HAVANIN SERİNLEMESİ YANGINLARA OLUMSUZ ETKİ YAPABİLİR Mİ?

Yağmurun olumlu etki yapacak olması güzel ama yine de akıllara bu durumun bir dezavantajı olabilir mi? sorusu geliyor. Çünkü havanın serinlemesine yol açan yağmurun etkisiyle, tehlikeli hava akımları ortaya çıkabiliyor. Bu hava akımları alevlerin yönünü değiştirerek yangının yayılmasında da etkili olabiliyor. Örneğin, Kuzey Kaliforniya bölgesinde başlayan orman yangınını söndürme çalışmaları sırasında, şiddetli esen rüzgâr sebebiyle alevlerin arasında hortum meydana gelmişti…

Prof. Dr. Hüseyin Dirik, rüzgârlar ve bazen yağan yağmurların beraberinde getirdiği şimşek ve yıldırımların yangının ilerlemesine yol açabildiğini belirtiyor. Ancak böyle bir durumun Manavgat bölgesi hatta Türkiye’de gerçekleşeceği kanaatinde olmadığını, bunların nadir gerçekleşen şeyler olduğunu söylüyor.

“Türkiye’deki yangınların karakteri belli. Rusya, ABD, Kanada gibi yerlerdeki yangınlara karşı uygulanan söndürme yöntemleri bizden farklı. Bizim gerçeğimize buralardan ipucu aramak çok etkili olmaz. Eğer meteorolojik olarak bir şey istiyorsak yağmurdan önce rüzgârın durmasını önemsemeliyiz. Diğeri de yüzde 10’lara inen bağıl nemin yükselmesi. Bunların gerçekleşmesi, yağmur olmasa da mücadele için çok büyük kolaylıklar sağlar. Tabii yağmur olsa çok daha iyi olur. Akdeniz kuşağı her zaman için yangına hassas bir bölge. Sıcaklıklar artsa da artmasa da özellikle Muğla, Mersin, Adana, İzmir, Aydın ve Çanakkale’de eğer bir ateş kaynağı varsa ve bunu tetikleyecek rüzgar da ortadaysa da çıkan ateşin büyüme olasılığı her zaman mevcut.”

Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, özellikle ABD’deki yangın hortumlarının son dönemde dikkat çekici bir şekilde ortaya çıkmaya başladığını söylüyor.

“Bu hortum, yangından alevleri alıp farklı yerlere taşıyabiliyor ve yangının yayılmasını hızlandırıyor. Umuyoruz ki olmaz ama Akdeniz koşullarında alev hortumu olmaz da diyemeyiz.”

3) YAZ AYLARINDA YAĞMUR OLASILIĞININ AZALMASI NASIL SONUÇLAR DOĞURUR?

Peki iklim kriziyle birlikte artan sıcaklık ve ortaya çıkan kuralık neticesinde yaz aylarında yağmurlar görülmezse bu durum orman yangınlarının büyümesinde nasıl bir rol oynar?

İsmail Bekar'a göre kuraklığın devam etmesi, nem oranın azalmasına neden oluyor ve dolayısıyla bitkiler daha da yanıcı hale geliyor.

“Şöyle düşünelim, bir kağıdı ıslatıp yakmaya çalıştığınızda yanmaz ama belli bir süre sonra içinde nem miktarı ile su azalınca yanma olasılığı ciddi şekilde artar. Ormanları ve bitkileri de bu şekilde düşünebiliriz. Bu nedenle nem oranı ve yağmur oldukça kıymetli… Kuraklık ne kadar fazla artar ve yağışsız geçen günler uzarsa orman yangınlarının riski de o kadar artar.”

Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu da yaz aylarında yağmur olmaması ve Akdeniz’in kurak olması yangınların oluşması ve büyümesinin ana sebebi diyor ve ekliyor:

“Ne kadar uzun süre yağış olmaz ise ormandaki bitkiler daha fazla kuruyor ve dolayısıyla yangının ilerlemesi ve daha şiddetli olmasını kolaylaştırıyor. Bitkilerin kuruması, yanması için geçen süreyi de kısaltıyor. Yani dört saniyede tutuşacak bir bitki bir saniye içinde tutuşabiliyor. Bu çok küçük görülebilir ancak büyük bir alanı düşününce yangının kontrol edilemeyecek seviyelere ulaşıp ilerlemesine yol açabiliyor.”