Vatandaşlar, yetkililerden acil çözüm talep ediyor. Alanya’nın dünyaca ünlü plajları, artan deniz kirliliğiyle mücadele ediyor. Kleopatra, Damlataş ve Konaklı plajlarında dalgıçların kaydettiği görüntüler, deniz dibinde biriken siyah atık tabakaları ve bilinmeyen maddeleri ortaya koydu. Denize giren çocuklarda enfeksiyon ve cilt yaraları şikayetlerinin artması, bölge sakinlerini tedirgin ederken, kirlilik turizm sektörüne de ciddi bir tehdit oluşturuyor.

TURİZMDE TEHLİKE SİNYALİ

Kleopatra ve Damlataş plajları ile Konaklı sahilinde kirlilik sorunu alarm verici boyutlara ulaştı. 8 kilometrelik kıyı şeridinde, yetersiz atıksu arıtma tesisleri nedeniyle kirli suların denize karıştığı belirtiliyor. Turistler, özellikle sabah saatlerinde kirliliğin daha belirgin olduğunu ifade ediyor. Avrupa medyasında yayılan “Alanya’da denize girmeyin” uyarıları, yaz sezonunda turist akışını yavaşlatarak yerel ekonomiyi olumsuz etkiliyor.

ÇOCUKLARDA ENFEKSİYON VAKALARI ARTIYOR

Bölge sakinleri, çocuklarının denize girdikten sonra enfeksiyon kaptığını ve ciltlerinde yaralar oluştuğunu bildiriyor. Uzmanlar, yüksek sıcaklıkların bakteri üremesini hızlandırdığını, bunun deri enfeksiyonlarının yanı sıra nefes darlığı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguluyor. Vatandaşlar, “Alanya’nın temiz deniziyle övünürdük, şimdi çocuklarımız hasta oluyor. Yetkililer bir an önce çözüm bulmalı,” diyerek tepkilerini dile getiriyor.

GEÇİCİ ÖNLEMLER YETMİYOR

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2024’te Konaklı’daki atıksu arıtma tesisine 464 bin 585 TL ceza kesmiş ve Damlataş Plajı’ndaki kaçak yağmur suyu bağlantılarını kapatmıştı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASAT ekipleri, sızıntıları onarmak için çalışmalara devam etse de, 2025 yazında kirlilik sorunu çözülemedi. Vatandaşlar, cezaların ve geçici müdahalelerin yetersiz olduğunu, daha kapsamlı altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.

Alanya’nın mavi bayrak statüsünü koruyabilmesi ve turist güvenini yeniden kazanması, kirlilik sorununa kalıcı bir çözüm bulunmasına bağlı. Yetkililerin atacağı adımlar, hem halk sağlığını hem de bölgenin turizm geleceğini doğrudan etkileyecek.