İlkçağlardan günümüze kadar gelen eserlerle birlikte özel denizcilik bölümünün de yer aldığı müzeyi çok beğendiğini ifade eden Ürkmezer konuşmasında; "Müzeler toplumun farklı katmanlarından, farklı dönemlerinden günümüze kadar gelen eserleri bir araya getiren, geçmişin ışığında geleceği aydınlatan yerlerdir. Müzeler olmasa var olmuş medeniyetleri anlayamaz, onlara saygı duyamaz ve geçmişle olan bağlarımızı kuramazdık. Alanya müzesi içinde barındırdığı eserler ve konumu itibariyle hem yerli hem de ziyaretçiler için bir çekim merkezi, ilçemizin çeşitli yerlerinde devam eden kazılarda bulunan eserlerde keşfedildikçe müzeye getiriliyor. Müzemizin daha fazla kişiye hitap etmesi ve tüm eserlerin daha rahat sergilenebilmesi için çalışmalar yapacağız" dedi.
1967 yılından beri hizmet veren Alanya Arkeoloji Müzesi, içinde 14 kapalı, bir açık teşhir salonu, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinden getirilen Tunç çağı, Urartu, Frig ve Lidya dönemlerine ait eserlerle, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans dönemlerine ait bronz, mermer, pişmiş toprak, cam ve mozaik buluntularla zengin kül kutuları ve sikke koleksiyonunu barındırmaktadır.  Alanya Müzesinin simgesi durumundaki Herakles heykeli için de ayrı bir salon bulunmaktadır. Ayrıca Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait Türk – İslam eserleri sergilenmektedir. Etnografya bölümünde yörük kilimleri, alaçuvallar, heybeler, giysiler, işleme örnekleri, silahlar, günlük kullanım kapları, takılar, el yazmaları ve yazı takımları gibi objeler ile eski bir Alanya evine ait günlük oda sergilenmektedir.
Müze pandemi koşullarında uygun hale getirilmiş olarak tüm ziyaretçilere açıktır.