Resmi temasları çerçevesinde bulunduğu Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan’da Ukrayna krizini değerlendiren Alanyalı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,  Rusya'nın ilhakına karşı olduklarını ve bölgede savaş istemediklerini söyledi. Bakan Çavuşoğlu, " Türkiye'nin başından beri bu konudaki tutumu net. Biz her ikisiyle de iyi ilişkileri olan bir devlet olarak tansiyonun düşmesi için elimizden gelen sağduyulu çabayı gösterdik. Bir ilhaka ya da savaşa karşıyız, tanımaya karşıyız. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Biz savaşın tarafı değiliz. Herhangi bir çatışmanın içinde olacak bir ülke değiliz. Dengeli ama hakkaniyetten yana uluslararası hukuktan yana ilkesel tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Bu askeri harekâtın bir an önce bitmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz" dedi. Türkiye gazetesinin haberine göre Bakan Çavuşoğlu herkesin merak ettiği konuları özetle şöyle değerlendirdi:

"RUSYA, MONTRÖ SÖZLEŞMESİ'NE KENDİSİNCE MADDE KOYDURMUŞ"

Muhtar Karakuş’tan Çıplaklı Mahallesi İçin Yeni Projeler Muhtar Karakuş’tan Çıplaklı Mahallesi İçin Yeni Projeler

"Ukrayna resmi bir talepte bulundu. Montrö Antlaşması'nın maddeleri gayet açık ve net. Bugüne kadar Türkiye Montrö Antlaşması'nı tereddütsüz her seferinde uygulamıştır. Yani Türkiye'nin taraf olmadığı bir savaşta, savaşın tarafı olan ülkelerle ilgili alınabilecek tedbirleri var. Boğazlardan savaş gemilerinin geçişini Türkiye durdurabilir. Ama Montrö Sözleşmesi'nde ayrıca bir şey var. Burada savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin kendi üslerine dönme talebi olursa, o zaman ona izin verilmesi gerekiyor. Uzmanlarımız bir kere savaş hali var mı onu çalışıyor. Ukrayna bunu ülkenin tamamını işgal yönünde bir askeri harekât olarak tanımlıyor. Savaş halini hukuken kabul edersek bu süreç başlayacak. İkincisi, savaş halini kabul edersek, Montrö bağlamında savaş gemilerinin geçişini yasaklayacağız. Ama yasaklasak da Rusların böyle bir hakkı var. Sözleşme yapılırken, Rusya kendisince madde koydurmuş. 19'uncu, 20'nci, 21'inci madde bunları düzenliyor. En sonunda diyor ki, kıyıdaş ülkenin gemisi kendi üssüne dönme talebiyle geçmek isterse buna izin verilir.

"ÇABALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ AMA HER ŞEY BİZİM ELİMİZDE DEĞİL"

Biz askeri harekatın hemen durmasını istiyoruz. Dün bu amaçla Cumhurbaşkanı'mız, Putin ile bir görüşme yaptı. Geçtiğimiz günlerde (Rusya Dışişleri Bakanı) Sergey Lavrov ile görüştük. (Ukrayna Dışişleri Bakanı) Dmitro Kuleba ile de görüşmüştük. Onları 'Antalya'da bir araya getirebilir miyiz' diye konuşmuştuk. Rusya ikili konuları konuşmak için bir araya geliriz. Kuleba şimdi New York'ta. Biz yardımcısı Emine Hanım ile görüştük. Onlar, sekiz saat içinde Kiev’e gelebileceklerini söylüyorlar. Biz çabalarımızı sürdüreceğiz ama her şeyin bizim elimizde olmadığını da başından beri söylüyoruz.

"YAPTIRIMLAR SADECE BİZİ DEĞİL AVRUPA'YI DA ETKİLER"

Her bir yaptırım, herkesi etkiler. Bu muhakkak. Yaptırımlar bazen bazı ülkeler için fırsatlar da ortaya çıkarır fakat biz prensip olarak yaptırımların sorunları çözmediğini eskiden beri söylüyoruz. Gözlemlediğimiz de bu. Rusya'ya yönelik yaptırımlara baktığımız zaman daha çok şahıslara yönelik olduğunu görüyoruz. Bazı ekonomik özellikle finansal yaptırımlar var. Sonuçta yaptırımların bizi ne kadar etkileyeceği yaptırımların ölçüsüne kapsamına bakar. Mesela doğalgazı, petrolü kapsayacak mı? Mutlaka sadece bizi değil, Avrupa'yı da etkiler. Turizmi de mutlaka etkiler. Bu sürecin ne kadar süreceğine bağlı.

"KIRIM TATARLARINA KAPIMIZ HER ZAMAN AÇIK"

Bizim Kırım Tatarlarına kapımız her zaman açık. Kırım'ın illegal ilhakını tanımadığımızı her vesileyle söylediğimiz gibi bu süreçte de ülkemize gelen Kırım Tatarı kardeşlerimize de kucak açtık. Türk soylulara özel bir statü ile vatandaşlık veriyoruz. Kırım Tatarlarını da bu statüye dahil ettik. İlave gelmek isteyen olursa, biz her türlü yardımı yaparız.

ABD VE BATI'NIN TAVRI

ABD'nin, diğer Batılıların başından beri konuştuğu şey yaptırımlar. Herhangi bir asker göndermeyeceklerini zaten söylediler. Verdikleri silah, askerî ürünler ile ilgili içeriği nedir, ne değildir, o konuda bir şey söylemek istemem."